Üniversiteliye öğrenim kredisi
24 Eylül 2020 Perşembe
Üniversiteyi kazanmak her öğrencinin, her ailenin ideali.
Çocuğumuz iyi bir eğitim alsın, meslek edinsin de hayatını kurtarsın şeklinde düşünmeyen var mı?
Ülkemizde hangi meslek erbabına ve hangi sayıda ihtiyaç vardır kimse bilmiyor. Uydum kalabalığa gidiyor herkes.
Devletin bir araştırması ve planı yok.
Üniversiteler ve fakülteler açıldıkça açılıyor. Açılsın tabi buna itirazımız yok. Her TC vatandaşı okusun, meslek sahibi olsun, ülkemize faydası dokunsun.
Ancak üniversitelerden mezun olan gençlerimiz İŞKUR kapısı önünde kilometrelerce kuyruk oluşturuyorsa bunda bir yanlışlık olmalı diye düşünüyorum.
Mesela inşaat mühendisi mesleğini ele alalım. Ne kadar işsiz inşaat mühendisi var, ne kadar istihdam edilen var biliniyor mu?
Her yıl bu kuyruğa eklenenlerin olduğunu unutmamak gerekir.
Demek istediğim şu: ülkemizde inşaat mühendislerinin yıllık istihdam edilebilme planı yapılmalıdır. Bir sayı belirlenmelidir. Bölüm ve alınacak öğrenci sayısı buna göre belirlenmelidir.
Çağın gereklerine uygun daha farklı bölümler açılarak gençler oralara yönlendirilmelidir.
İş veremeyeceğiniz, kuyruklara ekleyeceğiniz gençleri üniversitelerde meşgul etmenin anlamı nedir?
Zaten üniversitede okumakta o kadar kolay değil.
Sağ olsun devletimiz üniversitedeki gençlere maddi zorluk çekmesin diye KREDİ veriyor.
Öğrenim kredisi.
Genç okulu bitiriyor. Diplomayı eline alıyor. İşte o zaman acı gerçekle karşılaşıyor: İşsizlik.
Buna ilaveten aldığı kredi, faiz ile şişmiş bir halde onu takip ediyor.
Yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye’de 5 milyon kişinin Öğrenim Kredisi borcu bulunmakta. Ne hazindir ki 280 bin öğrenci borcunu ödeyemediği için haciz ile karşı karşıya. Ödenmeyen borcun anaparası yaklaşık 2,1 milyar lira. Ama bu rakam gecikme cezası ve faizlerle birlikte 6 milyar lirayı aşıyor. Yani anapara nerede ise 3 katına çıkmış.
Genç işsizlikle mi mücadele etsin ya da henüz yola başlamadan sırtına yüklenen borç ile mi mücadele etsin? Geçen sene sonunda hükümetin bu borç ile ilgili bir çalışma yaptığını duymuştuk. Bu çalışmaya göre; 280 bin civarındaki öğrenci hakkındaki icra takipleri kaldırılacak, borca uygulanan gecikme cezası ve faizleri silinecekti. Borcun anaparası ise taksitlendirilecek ve ödeyecek gücü olmayanlara işe girene kadar erteleme hakkı getirilecekti. Bu süre içinde de gecikme faizi işletilmeyecekti.
Ne oldu? Bilen var mı?
Devletimiz borcundan vazgeçmiyor…
Birçok büyük iş adamının borçlarının üzerine çizik atıldığını duyuyoruz. Devlet adil olmalı vatandaşlarına imkân sunmada eşit davranmalıdır.
Gençlere iş oluşturmak devletin görevidir. Hem gençleri kaderlerine terk et, hem meslek planlaması yapmayarak belli mesleklerde yığılmalara sebep ol. Sonra da borcumu isterim, vazgeçmem de.
Gençler bu milletin, ülkenin geleceğidir.
Ama gençler artık bu ülkede kendilerine bir gelecek göremiyorlar. Gündüzler onlar için karanlık, geceler ise bir kâbusa dönüşmüş vaziyette.
Ve kurtuluşu yurt dışına gitmekte buluyorlar.
Beyin göçü dediğimiz durum işte bu.
Yetkililer, ülkeyi yönetenler bu soruna bir çözüm bulmalıdır.
Hem de acilen.
Hatırlatmak istedik.
Selam ve dua ile.
Esenlikler dilerim.
Tuncay ALTUN (Genel Başkan) 24 Eylül 2020 Anayurt Köşe Yazısı