Yap, boz, değiştir. Olmadı devret Neler oluyor?
TCDD daha verimli hale gelsin diye Taşımacılık A.Ş. ve TCDD diye ikiye ayrılmıştı. Beraberinde bir sürü sorun ve karışıklık getirdi. Aynı iş yerinde çalışan personelin bir kısmı Taşımacılık diğeri TCDD oldu. Amirler iş yerine indiğinde kendi personelini ayırt edemez hale geldi.
Yetmedi TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ bölge müdürlüğüne dönüştürülerek çatıda TÜRASAŞ kurularak ona bağlandı.
Kurumların genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, daire başkanları hep boşa çıktı, kızakta bekliyorlar.
Yetmedi şimdide kalkmışlar daha tepe bir kurum kuralım bunların hepsini ona bağlayalım diye alttan alta bir çalışma yürütüyorlar.
Neymiş efendim, TCDD, Taşımacılık zarar ediyormuş, bunları kâra geçirmek gerekiyormuş. Bunun içinde üst bir yapı oluşturulacak ve başına ‘ CEO ’ atanacakmış. Yani bir dahi bulunacakmış.
Kurumların neden zarar ettiği objektif bir şekilde incelense en baştaki madde liyakatsiz yöneticilerin göreve getirilmesi olacaktır.
Gelişmiş ülkelerde demiryolları kâr amacı güdülerek değil stratejik öneme sahip olduğu için elde tutulmaktadır.
Telekom’u sattığımız gün aklıma geliyor. Çok büyük stratejik öneme sahip olan bu kurumumuz büyük eleştirilere rağmen özelleştirilmiş ve yabancı sermayeye satılmıştı.
O zaman eleştirenleri siz bir şey bilmezsiniz, ülkenin âli menfaatleri söz konusudur, Bu kurum hantal bir yapıdadır, gelişmiş teknoloji gelsin vatandaş bundan istifade etsin diye sattık denilmişti.
Yani kimse dinlenilmedi.
Şimdi de aynı oluyor. Bu kurumlarda canı pahasına, gece- gündüz, hafta içi -hafta sonu demeden çalışan binlerce çalışan zararın müsebbibi olarak görülmektedir.
HOLDİNG yapısı oluşturulacakmış. Devlette HOLDİNG anlayışı olabilir mi? Daha sonra da çağın gereklerine uygun yenilikleri getirebilmek ve teknolojik ilerlemeyi sağlayabilmek söylemiyle bir gruba da devredilecek diye tahmin ediyorum. Yani özelleştirilecek.
Çalışanlar ne olacak?
Kurumlar gittikten sonra çalışan ister yeni yapıda istihdam edilsin ister havuzda toplanarak başka kurumlara nakledilsin ne fark eder.
Önemli olan devletin, milletin hafızası olan bu kurumların elden gitmesi.
Üst çatı kurum aranılıyormuş, masumane bir yaklaşım.
Bende soruyorum: Ulaştırma Bakanlığı üst çatı kurum değil de nedir?
Bu çalışmaları yapanlar bir daha düşünmelidir.
Milletin ortak malı olan bu kurumlar oldubittiye getirilmemelidir.
Efendim zarar ediyorlar, hantal yapıları var ne yapalım? Diye söylüyorlar.
Bende diyorum ki: bu kurumların yetkili noktalarına atamalar yapılırken kriterleri rafa kaldıranlar kimlerdi? İlgisiz ve tecrübesi yeterli olmayan birçok insanı tepelere oturtan TCDD çalışanları mıydı?
TCDD, TÜDEMSAŞ, TÜLOMSAŞ, TÜVASAŞ kendi iç disiplini ve dinamikleri olan kurumlardı. Yeterli olmayan birileri göreve geldiği zaman çaresizlik ve yetersizlik içinde bocalayarak bu noktalarda fazla duramıyordu. O görevlere talip olmak ateşten bir gömlek giymek idi.
Benden olanı başa getireyim ne olursa olsun yaklaşımı bizi bugünlere getirdi. Şimdi de bu kurumlar zarar ediyor, bunlardan kurtulmak gerekiyor deniliyor.
Olmaz, kabul edilemez.
Bütün çalışanlar feryat ediyor.
Bu sese kulak vermek lazım.
Tuncay ALTUN (Genel Başkan) 25.Mart.2021 Anayurt Gazetesi Köşe Yazısı.