Ne pahasına olursa olsun makam sahibi olma eğiliminde olmak aratılış gayesine uygun değildir. Dünya makamı için kendini paralarcasına çalışmak ve yarışmak pek de uygun bir davranış değildir.
Çevremizde o kadar çok insan bu yolda yürümektedir ki hangi birini anlatalım.
Burun delikleri makam hırsı sebebinden dolayı şişen insanların suratlarına baktığınızda o görüntüleriyle sizlere itici gelecektir.
Bu hırs insanı sonsuz bir hüsrana doğru doludizgin götürmektedir.
Öyle insanlar var ki o makama ulaşabilmek adına her türlü şeyi yapabilmektedir. Yani onlar için amaca ulaşabilmek için her yol mubahtır.
Dostluk, arkadaşlık, insanlık, hizmet ehli olmak sadece içi boşaltılmış sembolik kelimelerdir.
İçini makam hırsı bürümüş insan için herkes kullanılabilecek bir metadır.
İşin özü kendini bu sevdaya kaptırmış insan insani değerlerini yitirmeye başlar.
Hizmet üretebilmek için makama talip olmak elbette arzulanan şeydir. Doğrusu da budur.
İşte o zamanda liyakat dediğimiz olgu meydana çıkmaktadır.
O makama sahip olan kişiden daha iyi hizmet sunacağını bilen kişinin makama talip olması olağandır.
Ama zamanımızda o kadar çok gölgesiz insan var ki, onların makamlara talip olması sadece bireysel menfaatleri ve hırsları içindir.
Bu ülkeye daha güzel hizmet etme yarışında olmak arzulanan durumdur.
Peki, zamanımızda bu durum böylemi?
O makamın ekonomik getirilerini hayal ederek kendilerini parçalayan çok sayıda insan var.
Kim dinliyor ki; Bu makamı, bu koltuğu dolduramaz laflarını. Herkes bu benim adamım diyerek rezaletlere bir masumiyet örtüsü örterler.
Öyle makam delileri var ki beraber yola çıktığı insanları gözden düşürüp tek adam olma hayli içine girerler.
Onlar tek olmalıdır.
Onların fikirlerine kimse eleştiri getirmemelidir.
Onların istişareleri de sadece göz boyamaktan öteye gitmez.
Ne yazık ki sivil toplum kuruluşlarının idari kadroları çoğunlukla böyle oluşturuluyor. Siyasi yapılanmanın dışında bir yapıya kazandırılması gereken bu kuruluşlar ya siyaset değirmeninde ya da despot değirmeninde öğütülür.
Diyorum ya beraber yola çıktığı insanı harcayan adamdan ne olur?
Bundan ne lider olur ne adam olur.
İşi gücü entrikadır. O kendinden, kapasitesinden şüphelendiği için aydınlık karşısında gözleri kamaşarak korkuya kapılır.
Ve hemen karanlığa döner.
O kendi kifayetsizliğini karanlıklarda yok etmeye çalışır ama nafile.
Bir yerde vefa olmazsa orada bereket olmaz.
Başarıda gelmez.
İnandırıcılık inanmakla olur.
Makama ne pahasına olursa olsun sahip olabilmek sevdasında olan insanda psikolojik saplantılar ve algı yanılmaları da olur.
Bir tür paranoya başlar.
Kardeşim hastasın hasta.
Kendine çeki düzen ver.
Dünya ya kazık çakmayacaksın ya.
Elbet bir gün ahrete intikal edeceksin. Ve o makam hırsından dolayı heba olacaksın.
Bizden söylemesi.
Tuncay ALTUN (Genel Başkan) 26 Mart 2015 Anayurt Gazetesi Köşe Yazısı.