Yüzde 1 barajı ile yapılmak istenen neydi? Toplu görüşme masasında alınamayan, unutulan, göz ardı edilen, terk edilen hakların sorgulanmasını önlemek için bir makyaj lazımdı. O da %1’lik üye sayısı barajıydı.
Masa başına oturan ve onu sorgulamayan yani ona pasif destek veren sendikaların üye kaybı bu şekilde bir süreliğine önlenmiş oldu.
Milletimizin çabuk unutma hastalığı burada kendini göstermiştir. %5+%7’lik bir zam ile karşı karşıya kalan memur bunun şokunu yaşarken tepki vermesi engellenmiştir.
Masa başına oturan yetkili sendika 2022’de %21, 2023’te %17 olmak üzere iki yıllık sürede toplamda %38 artırılmasını, ayrıca toplamda %6 da refah payı verilmesini ve mutabakat sağlanamayan 5.Dönem Toplu Sözleşmeden kaynaklı geçmiş kayıpların telafisi için 600 TL seyyanen zam ile iyileştirilmesini açıklamıştı.
İstenen ne? Alınan ne? Bir tekelleşme oyunu mu sahneye sürüldü?
Masa başında konuşulması gereken konuların başında 3600 ek gösterge ve EYT olması gerekirdi. Akabinde memurların emekli tazminatlarının ve emekli maaşlarının düşüklüğü masaya yatırılmalıydı.
Ama bunların hiçbiri olmadı. Maaş zammı dışında hiçbir sorun masaya getirilmedi. Komik maaş artışı ile çalışan yüzbinlerce memur ve emekliler hüsrana uğratıldı.
Masaya oturan yetkili sendikanın 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasını kamuoyu ile paylaşması bir tezat görüntüsü vermiştir.
4 kişilik bir aile için açlık sınırını 2.909,9 TL, yoksulluk sınırı ise 8.263,1 TL olarak yayınlayan yetkili sendika kendi ile çelişmiştir.
Aile ya 5-6 kişilik ise bu rakamlar ne olmalı?
Bir sendika düşünün ki yoksulluk sınırını açıklıyor ve akabinde attığı imza ile çalışan memurları ve emeklileri o rakamın çok çok altına hapsettiriyor.
2 milyon 658 bin 555 memurdan 1 milyon 718 bin 984’ünün herhangi bir sendikaya üyeliği bulunuyor. Yani %64’ü üye. Geri kalan %36’sı hiçbir sendikaya üye değil.
Yetkili sendikanın genel başkanı sendikaya üye olan memur ile üye olmayan memur arasında bir fark olmalı, o nedenle biz bu sendika ikramiyesini koydurduk diyerek bu kesimi hedef aldığını göstermiştir.
Yaklaşık 1 milyon memur hiçbir sendikaya üye değil. 700 bin civarında sendikalara üye olamayan memur var.
Aylık 135 TL’ye tekabül eden komik bir sendika ikramiyesi ile bu kadar büyük bir kesim mahrum edilerek kendilerine doğru bir yönlendirme yapılmak istenmiştir.
Ancak durum hiç de öyle değildir.
Ülke seçim söylentileri ile çalkalanırken 1,7 milyon memur aileleri ile birlikte 6-7 milyonluk bir kesim hem kızdırılmıştır hem de küstürülmüştür.
Neden?
Masa başına oturan sendika üye kaybetmesin diye.
İktidar bunun hesabını yapmalıdır.
Bu kadar büyük bir kitlenin yanında alternatif sendikacılığın mücadelesini veren özverili ve fedakârca çalışan sendikaları da unutmamak gerekir.
Bu idealist sendikalara ‘merdiven altı sendikalar’ denmesi kabul edilebilir bir şey değildir.
Bunlar hep puan kaybettirici şeylerdir.
Memurları ayırt etmek ülke için iyi sonuçlar doğurmaz.
Birilerinin ikbali için ‘falan sendikanın üyelerine şu hakları verelim, filanı mahrum bırakalım’ yaklaşımı kabul edilemez bir durumdur.
Mevcut yasalara, Anayasaya, İLO sözleşmelerine aykırıdır.
Yargı sonucu mu beklenmeli, yoksa iktidarın iki çift kelimesi mi?
Selam ve dua ile.
Tuncay ALTUN (Genel Başkan) 15 Ekim 2021 Anayurt Gazetesi Köşe Yazısı.