BASK ve Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper ÖĞRETİCİ Nisan ayı enflasyon oranının açıklanması nedeniyle yaptığı basın açıklaması yaptı. Açıklamaları şöyle;
“TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre, Nisan ayında enflasyon (TÜFE) % 2.39 artmıştır. Bağımsız araştırma grubu olan ENAGRUP (Enflasyon Araştırma Grubu)’a göre bu oran %4.86’dır. Yine TUİK’ e göre 12 aylık enflasyon % 34.69 iken ENAG’ a göre %105.19’dur.
Böylelikle yılın ilk dört aylık enflasyonu % 15.3 olmuştur. İlk altı ay için kamu çalışanları ve emeklileri için verilen %8’lik artış erimiştir. Şimdiden yaklaşık %7 enflasyon alacağı oluşmuştur.
Açıklanan bu oran vatandaşın bizzat yaşadığı ve çaresiz kaldığı gerçek enflasyonu da yansıtmaktan uzaktır.
Resmi hesaplamaların TÜİK’in verilerine göre yapılıyor olmasının ve TUİK’in hesaplamalarının sahada gerçeklerle uyuşmamasının bedelini ne yazık ki aylığından başka geliri olmayan memur ve emekliler ile dar gelirli vatandaşlar ödemektedir.
MEMUR MAAŞLARI YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNE ÇIKARILMALIDIR
Türk İş’in hesaplamış olduğu Nisan ayı verilerine göre Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 10.135,50 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 33.014,66 TL’ye,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 13.167 TL’ye yükseldi.
Asgari ücretin 8506 TL, ortalama emekli sandığı aylığı 8.610,1 TL ve ortalama memur maaşının 12.200,5 TL olduğu günümüzde sabit gelirliler için her ay daha da zorlaşmaktadır.
Sabit gelirliler bu enflasyon ve hayat pahalılığı ile artık geçinemiyor. Temmuz ayı beklenmeden bir an önce alım gücünü yükseltecek artışlar yapılmalıdır. Çalışanların açlık sınırının biraz üstünde, yoksulluk sınırının ise yarısından dahi az ücretler alması; emeklilerin ve asgari ücretli çalışanların ise açlık sınırının altında ücretler alması kabul edilemez!
GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN % 15’TE SABİTLENMELİDİR
Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün yüksek olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.
Memurlar özellikle yılın ikinci yarısında alınan zammı zaten görememekte, yılın ikinci yarısına doğru vergi dilimine girilmektedir. Yani verilen zam zaten kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri için %15’te sabitlenmelidir.
ENFLASYON KAYIPLARI ALTI AYLIK DÖNEMLER İLE DEĞİL, AYLIK OLARAK KARŞILANMALIDIR
Altı ayda bir alınan artışlar daha ilk aylardan enflasyon altında kalmakta ve sabit gelirlilerin alım gücü düşmektedir. Altı ay sonra verilen enflasyon farkı geçmiş dönemleri kapsamadığından o ana kadar oluşan farklar sabit gelirlilerin cebinden çıkmaktadır. Öncelikle yıllardır oluşan kayıplar karşılanmalı, sonrasında ise aylık olarak enflasyon kayıpları maaşlara yansıtılmalıdır.
MEMUR VE EMEKLİLERİNİN NİSAN AYI KAYIPLARI NE KADAR?
BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TÜİK’ in açıkladığı Nisan ayı enflasyon oranına göre (aile yardımı hariç) bazı unvanlardaki memurların aylıklarındaki erimenin özeti şudur:
- 9/1 derece ve kadrodaki bir memurun kaybı 629,62 TL,
- 7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmenin kaybı 714,05 TL,
- 8/3 derece ve kadrodaki bir pratisyen doktorun kaybı 1029,72 TL,
- 12/3 derece ve kadrodaki bir hemşirenin kaybı 690,81 TL,
- 11/1 derece ve kadrodaki bir teknisyenin kaybı 660,18 TL,
- 1/4 derece ve kadrodaki bir mühendisin (büro) kaybı 1093,75 TL’dir.
BASIN BÜROSU